Bakan Akar, Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliğine katıldı. Akar, etkinlik kapsamında doktora tezinin konusu olan ‘Harbord Askeri Heyeti Raporu’ hakkında sunum yaparken, 1’inci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle ortaya çıkan tabloda büyük güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda bölgede nüfuz ve hakimiyetlerini tesis etmeye çalıştığını hatırlattı. Ermenilerin ise Osmanlı topraklarının bir bölümünü de içine alacak şekilde ‘Büyük Ermenistan’ kurmayı amaçladığını ifade eden Akar, “Ermeniler, büyük güçlerin desteğini alabilmek için her türlü manipülasyon ve propagandaya başvurarak yoğun lobi faaliyetleri gerçekleştirmekteydiler. 1’inci Dünya Savaşı sonrası, ABD’deki lobi gruplarından destek alan Ermeniler, İngiltere’nin de teşvikiyle kurulması planlanan Büyük Ermenistan için ABD mandasını da talep etmişlerdi” dedi.
‘ERMENİ DİASPORASININ PROPAGANDALARINA İTİBAR EDİLMEKTE’
class=’cf’>
Ermeni lobisinin baskı ve girişimlerinin yanı sıra bölgedeki ABD çıkarlarını genişletmek isteyen Başkan Wilson’ın Ermeni iddialarını araştırmak için Türkiye’ye bir heyet göndermeye karar verdiğini anlatan Akar, şunları söyledi:
“Harbord Askeri Tahkik Heyeti, bölgedeki kapsamlı incelemeleri sonucunda, Türk tezleri ve Ermeni iddialarına ilişkin detaylı bir rapor hazırlamıştı. Harbord Raporu gibi diğer heyetlerin raporları da son derece dikkat çekici olup yaygın kanaat, Ermenilerin suçladıkları Türklerin değil asıl kendilerinin katliam yapmasıydı. Harbord Raporu, Türk tezlerinin doğruluğunu ve Ermeni iddialarının asılsız olduğunu ortaya koymasına rağmen, ABD’deki Ermeni lobisi ve Ermeni destekçilerinin katkılarıyla kamuoyuna olduğu gibi açıklanmamıştı. Sonuç olarak 100 yıl önce olduğu gibi tarihi süreçten günümüze kadar olan dönemde ABD’de, asılsız Ermeni iddialarına, tarihsel gerçekler temelinde değil siyasi olarak yaklaşılmakta ve Ermeni diasporasının propagandalarına itibar edilmektedir.”
‘ERMENİSTAN DA ARŞİVLERİNİ AÇMALI’
Bu iddialara karşı tarihi önemi haiz Harbord Raporu ve diğer raporlar başta olmak üzere, ABD Ulusal Arşivleri’nde yer alan belgelerle bu konularda araştırma yapan ABD’li tarihçilerin objektif çalışmalarının da incelenmesi gerektiğini belirten Akar, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi ve Askeri Tarih ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü arşivindeki belgeler ile alakalı devletlerin bütün arşiv kayıtları da Ermenilere yönelik bir soykırım olmadığını, aksine Ermenilerin birçok bölgede masum, sivil Müslüman halkı katlettiğini çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda Türkiye olarak arşivlerimizi açtığımızı ve tarihçiler tarafından oluşturulacak objektif kurullara açık olduğumuzu, Sayın Cumhurbaşkanımız uluslararası platformlarda dile getirmektedir. Bu konudaki ısrarlı çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Ermenistan da Türkiye gibi arşivlerini uluslararası ölçekte tarihçilere açmalı, çıkacak sonuçlara tahammül göstermeli ve bu konuda endişe etmemelidir.”
class=’cf’>
‘AZERBAYCAN’IN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Ermenistan’ın tüm bu iyi niyetli çağrılara rağmen gerek Türkiye’ye yönelik mesnetsiz iddialarını gerekse Azerbaycan’a yönelik husumet ve düşmanca tavrını sürdürdüğünü belirten Akar, “Yukarı Karabağ’ı haksız ve hukuksuz bir şekilde işgal altında bulunduran Ermenistan, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine yönelik boyunu ve haddini aşan bir saldırı gerçekleşmiştir. Azerbaycan bizim canımızdır. Bu acıyı derinden hissediyoruz. Bu menfur saldırıyı en ağır şekilde, şiddetle kınıyoruz. Biz Türkiye olarak daima can kardeşimiz Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
FETÖ İLE MÜCADELE
class=’cf’>
15 Temmuz’da FETÖ’nün hain militanlarının millete, devlete, TSK’ya ve demokrasiye karşı tarihteki en büyük ihaneti gerçekleştirdiğini ifade eden Bakan Akar, şanlı tarihi boyunca karşılaştığı zorlukları, kederde ve kıvançta bir ve beraber olarak aşan asil milletin bu ihanet karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek siyasi liderliğinde 7’den 70’e bütün fertleriyle tek vücut olarak hain darbe girişimini akamete uğrattığını, gelecek nesillere, bir demokrasi mirası bıraktığını söyledi. FETÖ ile mücadele kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinde 15 Temmuz’daki hain darbe girişinin ardından bugüne kadar 20 bin 70 kişinin ihraç edildiğini ifade eden Akar, “Elde edilen yeni bilgi, belge ve verilerle bir bütün halinde mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz. TSK’nın şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
‘TERÖR BELASINI BİTİRMEKTE KARARLIYIZ’
Bakan Akar, kahraman Türk ordusunun 15 Temmuz’dan sonra icra ettiği operasyonlarla ‘girilemez’ denilen yerlere girdiğini, ‘ulaşılamaz’ denilen yerlere ulaştığını belirterek, “Operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aynı hassasiyetle devam ediyor. Terör belasını bitirmekte kararlıyız. Sınır ötesinde gerçekleştirilen operasyonlarla Türkiye’nin güney sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridoru yerle bir edildi. Türkiye olarak Suriye’de yaşananları bir strateji oyunu olarak değil, insani trajedi olarak görüyoruz. Bugüne kadar, akan kan ve gözyaşını durdurmak için elimizi taşın altına koyduk, koymaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı.
‘HERKESİN HADDİNİ, YERİNİ BİLMESİ LAZIM’
Danıştay kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı kararla yeniden ibadete açılmasını yönelik bazı ülkelerden yapılan karşı açıklamalara da değinen Akar, “Ayasofya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Türk milletinindir. Dolayısıyla burada söz söyleyebilecek yer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk milletidir. Bunun dışında hiçbir kişinin, kurumun, devletin söz söyleme hakkı yoktur. Herkesin haddini, yerini bilmesi lazım” dedi.
‘HAKLILIĞIMIZ KANITLANDI’
Fransız gemisinin taciz edildiğine yönelik iddialara da değinen Akar, “Bu konuyla ilgili tüm bilgi, belge, video ve fotoları NATO’nun sivil-askeri makamlarıyla paylaştık. İddialar tamamen gerçek dışı olup haklılığımız kanıtlandı. NATO makamları Türk personelin olay sırasındaki profesyonel ve ihtiyatlı yaklaşımına teşekkür etmiştir. Dolayısıyla biz de Fransız müttefiklerimizden hala bir özür bekliyoruz. Fransızların bu konuda NATO’daki bütün çalışmaları tıkamaya çalışmıştır. Kapatmalarına izin vermeyecek, sonuna kadar götüreceğiz. Türkiye’nin, her aklına gelenin efelik yapacağı bir ülke olmadığını görsünler” diye konuştu.
AKAR’A MEZUN KARTINI VERDİ
Konuşmasının ardından Rektör Mehmed Özkan, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde doktorasını yapan Akar’a, adına düzenlenmiş mezun kartını verdi. Akar da kartını alarak “Övünmek gibi olmasın artık benim de bir kartım var. Boğaziçi’nin benim için önemli bir yeri var. Bu güzide kurumla 40 yılı aşkın bir süredir gönül bağlarım var. Bu süre içerisinde doktoramı da burada tamamlamak nasip oldu. Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki Boğaziçili olmak ayrıcalıktır” ifadelerini kullandı.
Bakan Akar ve beraberindekiler 15 Temmuz’daki hain darbe girişimine karşı kahramanca yapılan direnişin fotoğrafların yer aldığı sergiyi de gezdi.