Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge’ın açıklamaları şu şekilde;
Sayın bakanım Fahrettin Koca ve Bilim Kurulumuzun değerli üyeleri iyi akşamlar diliyorum. Öncelikle sözlerime, sizlere kalbi ve içten teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim. Bakanımız Koca’ya dosthane misafirperverliği, çalışmalarımız esnasında yükselttikleri işbirliği için içten takdirlerimi sunmak isterim.
Bu basın toplantısı vesilesiyle ben Türkiye ve tüm Avrupa’da verilen mücadelede ön cephelerde çalışan tüm sağlık personeline, özellikle üstlendikleri fedakar çalışmaları için teşekkür edebilme fırsatını elde ettim, bunun için çok mutluyum. Zira sağlık personelimiz son derece fedakar çalışmalarını sürdürmektedir.
Kovid-19 nedeniyle seyahat kısıtlamasının kaldırılmasının başlamasıyla ben ilk seyahatimi Türkiye’ye gerçekleştirdim. Her bir aile bazında, her bir ülke bazında tek tek bizler adına ‘Post Kovid’ dediğimiz döneme başlıyoruz.
TÜRKİYE’YE ÖVGÜ
Bugün sizlerle paylaşacağım üç mesajım olacak. Öncelikle Türk halkına pandemiye karşı verdikleri yanıt, bu derece bir dayanışma sergiledikleri için, insani durumlara karşı böylesi bir duruş sergiledikleri için içten saygılarımı sunmak isterim.
Bir atasözü der ki “İçimizdeki en iyiyi de en kötüyü de ancak ve ancak ortaya çıkaracak olan krizlerdir, zor zamanlardır” Türk halkı dünyanın en kötü pandemisine karşı duruşunu, tüm dünyaya gerçek karakteri ve bünyesinde barındırdığı en iyi sergilemiştir. Hiç kimsenin mahrum bırakılmadığı, hiç kimsenin geride bırakılmadığı bir çalışma yapmalıyız.
Türkiye, Kovid-19 ile mücadelede çok önemli bir virajı almaktadır. Türkiye’nin bu başarısının arkasında önemli adımlar mevcuttur. Ve bu Türkiye’deki vaka yükü ve ölüm rakamları yüzde 75 oranında azalmıştır. Bu başarısının arkasındaki nedenlere gelirsek, sağlık sistemlerinin reformları, hazırlılık durumundaki gelişmeler, yerel olarak üretilen tanı testlerinin geliştirilmesi, temasın takip edilmesi yine aynı şekilde tedavi ile ilgili çalışmaların kuvvetlendirilmesi, havayolu seyahatleriyle ilgili yapılan düzenlemeler ve toplumun dahil edilmesi ve risk iletişimi konusunda atılan adımlardır.
Buradaki virüs henüz ortadan tamamen kalkmış değildir. Dolayısıyla DSÖ üye devletlerle yakın çalışmasını sürdürürken ki bu devletlere Türkiye de dahildir. Ve şu ana kadar etkili olduğunu gördüğümüz, etkili sonuç aldığımız basamakları ve işlemleri sürdürmeliyiz. Şu anda başarılı olarak kanıtlanmış adımlar varsa; fiziki mesafenin korunması, el hijyeni, öksürmeyle ilgili bazı alışkanlıklar, maskelerin her daim kullanılması ve uygun olan noktalarda güvenilir kaynaklardan bilgilerin alınmasıdır.
SORU: Sayın Kluge, salgının başından bu yana hem DSÖ’nün hem Avrupa Direktörü’nün Türkiye’yi yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Türkiye’nin önlemlerini ve sağlık sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de ölüm ve vaka oranları Nisan ayından bugüne kadar yüzde 70’in üzerinde bir düşüş kaydetti. Ve AB’nin güvenli seyahat edilebilecek ülkeler kriterlerine bunun girdiğini düşünüyoruz.
Türkiye’de test sayılarını iki katın üzerinde artırdı. Nisan’da bu sayı 20 binken, günümüzde 50 binin üzerine çıktı.
AVRUPA ÜLKELERİ FELAKETİ YAŞADI! TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATTI
Üçüncü önemli nokta, yaşlıların korunması. Bazı Avrupa ülkelerinde felaketler yaşandı. Türkiye bu konuda çok önemli önlemler sayesinde, çok büyük bir başarıya imza attı. Sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırıldığında doğal seyri içinde bir pik yaşandığına şahit oluyoruz. Ama Haziran ayında Türkiye hızlı şekilde durumu kontrol altına alabildi. Ve buradan almamız gereken en önemli mesaj şu; her şey bitmiş değil. Çok dikkatli davranmalıyız. Her zaman tedbiri elden bırakmamalıyız.
Abone Ol